Kamala Harris İlk Röportajında İsrail ve Göç Politikalarını Savundu
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, yaklaşan başkanlık seçimlerinde Demokratların adaylığını resmen kabul ettikten sonra ilk röportajını verdi.
CNN’den Dana Bash’ın sorularını yanıtlayan Kamala Harris, İsrail’e silah desteğinin durdurulması taleplerini reddederek, “güçlü bir İsrail’den yana olduğunu” ancak savaşın sona ermesini istediklerini söyledi.
Röportaj sırasında, siyasi çizgisindeki değişimlerle ilgili eleştirilere yanıt veren Harris, “Politik perspektifimin en önemli kısmı, değerlerimin değişmemesi” dedi.
Biden yönetiminin “pandemi sonrası ekonomiyi toparlamakta başarılı olduğunu” savunan Harris, ABD sınırlarından yasa dışı geçişlerin de azaltıldığını dile getirdi.
Beyaz Saray’ın ekonomi politikalarını “başarı” olarak tanımlayan Harris, işsizlik verilerinde de düzelme olduğunu söyleyerek, “Bu iyi bir iş. Yapılacak daha çok şey var” dedi.
Harris, merakla beklenen ilk röportajına, başkan yardımcısı adayı Minnesota Valisi Tim Walz ile birlikte çıktı.
Donald Trump ise Harris’in röportajını “canlı yayınlanmadığı” gerekçesiyle topa tuttu.
‘İsrail ile Hamas anlaşmaya varmalı’
Harris, başkan olarak seçilmesi durumunda Gazze’deki savaşla ilgili nasıl bir tutum belirleyeceğinin sorulması üzerine, Beyaz Saray’ın pozisyonunun değişmeyeceğini kaydetti.
Harris, İsrail ve Hamas’ın “anlaşmaya varması” gerektiğini, Filistinlilerin de İsrail’e komşu olarak kendi ülkelerine sahip olmayı hak ettiklerini dile getirdi.
Savaşın bitmesi gerektiğini söyleyen Harris, İsrailli esirlerin serbest kalması hedefini yineledi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’e desteğinin kendi döneminde de süreceğini söyleyen Kamala Harris, İsrail’in silahlandırılmasına karşı protestoları ve talepleri reddederek, “güçlü bir İsrail’den yana olduğunu” ancak Gazze’de anlaşmaya mutlaka ulaşılması gerektiğini söyledi.
Göç politikaları neden değişti?
Harris’in politika değiştirmekle eleştirildiği konulardan birisi sınır ve göçmen politikalarıydı.
Kamala Harris konuyla ilgili olarak, siyaseti değişse de “değerlerinin değişmediği” tezini yineledi.
2020’deki başkan adaylığı çalışmaları sırasında daha “yumuşak” bir göç politikasını benimseyen Harris, göçmen gözaltı merkezlerinin kapatılmasını ve yasa dışı geçişlerin suç olmaktan çıkarılmasını savunmuştu.
Bu yılın başından itibaren ise Harris, partiler üstü katı bir sınır güvenliği tasarısına destek verdi ve “eğer seçilirse bunu yürürlüğe sokacağını” vadetti.
Harris röportajda, “Sınırlarımızı yasa dışı geçen kişilerle ilgili kanunlarımız var ve bunların uygulanması gerekiyor. Aksi takdirde bunun bir sonucu olacaktır” dedi.
Değişen göç politikasıyla ilgili Harris CNN röportajında şunları söyledi:
“Ülkeyi başkan yardımcısı olarak gezdiğimde bir mutabakat oluşturmanın ve sorunları çözebileceğimiz bir ortak pozisyon bulabilmenin önemli olduğuna inandım.”
Harris, “tüm Amerikalıların başkanı olma” sözünü karşılayacağını, kabinede bir Cumhuriyetçi’ye de yer vereceğini dile getirdi:
“Bence en önemli kararlar verilirken farklı görüşlerdeki insanların aynı masada oturması önemli.”
Trump: Bu bir röportaj bile değildi
Harris, canlı yayında bir röportaj vermemiş olması dolayısıyla Cumhuriyetçilerin bir süredir eleştirileriyle karşılaşıyordu. Harris, yaklaşık üç hafta önce, Ağustos bitmeden bir röportaj vereceğini söylemişti.
Ancak Harris’in CNN’deki röportajının canlı yayınlanmaması, Cumhuriyetçilerin bir kez daha eleştirilerine konu oldu.
Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump, “Neden canlı yayınlanmadı?” diye sordu ve şunları söyledi:
“Bu canlı röportaj değildi. Bu kayda alınan, editlenen ve öyle yayınlanan bir röportajdı. Yani bu bir röportaj bile değildi.”